Bilgisayarlar hayatımızın vazgeçilmez ögesi haline geleli çok olmadı ama artık onlardan ayrılmak vücudumuzdan herhangi bir parçadan ayrılmaktan daha zor geliyor. Bu zorluğu anlatmak için bu yazıyı bile bilgisayar ve internet vasıtası ile kitlelere duyuruyor olmamız bir nebze de olsa durumu anlatıyor olmalı.
Hayallerini gerçekleştirenler bölümümüzün bu sefer ki konuğu Alan Turing. Kendisi bilgisayar biliminin kurucusu ve bir matematikçi olarak geçtiğimiz yüzyılda alanında çığır isimlerin arasında sayılıyor.
Babası İngiltere’nin Hindistan kolonisinde devlet memuru olan Turing, 23 Haziran 1912’de Londra’da doğdu. Küçüklüğünden itibaren dahilik belirtileri gösteren ve öğretmenlerinin dikkatini de çeken Turing, okuluna o kadar hevesli idi ki Genel Grev’de trenlerin ülkede işlemediği o günü Southhampton’dan okula 60 milden fazla süren yolu tekbaşına bisikletle gitti ve yarıyolda geceyi bir otelde geçirdi. Kendisinin matematik ve bilim hevesine karşın okulunun Yunanca ve Latince ağırlıklı olması karşıtlık oluşturuyordu. Oldukça zeki olan Turing yüksek matematik konulu problemlere ilgi duyuyor ve çözümlüyordu.
1931-34 arasında Kings College’de öğrenci olan ve 1935’ten itibaren akademik üye seçilen Turing, 28 Mayıs 1936’da sunduğu Hesaplanabilir Sayılar: Karar Verme Probleminin bir Uygulaması makalesi ile Turing makineleri diye bilinen isbatı ortaya attı ve bir algoritmayla temsil edilmesi mümkün ise düşünülmesi mümkün olan her türlü matematiksel problemin böyle bir çesit makine kullanılarak çözülebileceğini isbat etmiş oldu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Turing Bletchley Park’ta Alman şifrelerini kırma girişimlerinde baş katılımcılardan biriydi. Enigma’yı hızlı kırmaya yardımcı olacak elektromekanik bir makine tasarladı. Aralık 1940’ta Turing, diğer servislerin kullandığı göster geç sistemlerinden daha karmaşık olan, deniz kuvvetleri Enigma göstergeç sistemini çözdü, ayrıca Deniz Kuvvetleri Enigmasını kırmaya yardımcı olması için ‘Banburismus’ adı verilen Bayes tipi istatistik tekniği keşfetti.
1945’ten 1947’ye kadar ACE-Otomatik Bilgisayar Motoru- tasarımında çalıştığı Ulusal Fizik Laboratuarındaydı. 19 Şubat 1946’da ilk program-hafızalı bilgisayarın detaylı dizaynının makalesini sundu. 1949’da Manchester Üniversitesi’ndeki bilgisayar laboratuarında vekil yönetici oldu ve ilk gerçek bilgisayarlardan biri için Manchester Mark 1 yazılımı üzerinde çalıştı. Bu süre zarfında daha soyut işler yaparak, ‘Bilgisayar Mekanizması ve Zeka’ da Turing yapay zekaya işaret etti, ve Turing testi olarak bilinen, bir makine için ‘zeki’ denilebilme standardını saptama girişimi olan bir deney ileri sürdü. İddiası eğer soru soran kişiyi, diyalog içerisinde olduğunun bir insan olduğu konusunda kandırabilirse, bir bilgisayar için düşünmenin söz konusu olabileceğiydi.
Turing, 1952’den 1954’teki ölümüne kadar matematiksel biyoloji, özellikle morfogenez üzerine çalıştı. Son yıllarında özel hayatında sıkıntılar yaşayan bilim adamı bu yüzden hapis cezası da yedi. 1954 yılında Manchester’daki evinde ölü bulundu. Yarısı yenmiş siyanürlü bir elma da yatağının başucunda olan bilim adamı uzun yıllar emek verdiği bilgisayar, programlama ve makine dünyasına veda etmiş oldu.